17 Ağustos 2009 Pazartesi

AÇILIM AZDIRDI!














HABER ÖZET OLARAK ŞÖYLE:
"Cumhurbaşkanı Gül’ün şifreli söylemlerle kamuoyuna duyurduğu, AKP’nin inatla sürdürdüğü ’açılım’ bölücü teröristleri kudurttu.

Fransız gazetesi Le Monde’a Kandil Dağı’nda röportaj veren Murat Karayılan önce akıl almaz isteklerde bulundu, ardından da Türkiye’ye tehditler savurdu. Terörist sayısını artırırmış! KarayIlan, “TSK silah bıraksın. Türk devleti bizden özür dilesin. AKP samimi olduğunu kanıtlasın. Başkanımızın (bebek katilini kastediyor) yol haritasını kabul edin. Diyalog gerek. Taraflar birbirini affetmeli. 7-8 bin adamımız var. Gerekirse bu rakamı kolayca yükseltebiliriz” dedi.

Açılım meyvelerini veriyor! İktidarın açılım projesi bölücüleri kudurttu..." (16/08/2009 / Yeniçağ Gzt.)

MADEM BÖYLEYMİŞ, O HALDE ŞUNU UNUTMAYIN:
Şunu iyi bilin ki; bu ülke ve bu cumhuriyet hakkında son sözü söyleme yetkisi gelip geçici hükümetlere değil, sadece ve sadece bu millete aittir! Milletin rızası hilafına söylenecek ve verilecek hiç bir sözün bu millet nezdinde bir kıymeti yoktur!

Aşağılık bir emperyal çıkar için gönüllü maşa olmaya amade olmak da her insanın harcı değildir!
 
Bütün bir geçmişi bir anda inkâr edip, yabancı bir güçten destek alarak bize çemkirenlerin asıllarını ve nesillerini sorgulamak artık bizim için bir farzdır. Merhametine sığınarak asıllarından dönenleri hor ve hakir görmeyi kendine ayıp sayan bu millete reva görülen bu şerefsizlik, bu milletin unutacağı bir şey değildir! Geçmişte olduğu gibi, bugün de en aşağılık işlerde baş göstermeyi marifet sayan ve bundan bir menfaat sağlayabileceğini zanneden gafiller, sattıkları şerefleri karşılığında kendilerini satın alanların kapısında bir köpek dahi olamayacaklarını elbette bilmiyorlar!
Tarihin sayfalarını defalarca işgal eden bu gibi şerefsizler, uğrayacakları akibeti bilemeyecek kadar akılsızlarsa, bunda bizim bir dahlimizin olmadığı açıktır. Öyleyse bekleyelim, zeval bulsunlar!

*Haberin tamamını okumak isterseniz yazı başlığını tıklayınız

0 yorum:

Yorum Gönder

 

"Allahsız Oğlu Allahsız"

Firavunların Laneti ile Damgalandı: "Allahsız Oğlu Allahsız" - Açık İstihbarat

Sizi artık ne gücünüz, ne malınız mülkünüz, ne gizli hesaplardaki paranız, gizli ortaklıklarınız, sansürünüz, RTÜK'ünüz, her yıl yenisini yaptırmakla övündüğünüz hapishaneleriniz, eteğinizi öpen basınınız, biat etmiş yargıçlarınız, silah arkadaşları bin bir iftirayla tutuklanırken size topuk selamı veren generalleriniz;

Ne öfke ve kin kusan diliniz, korku filmine dönen çehreniz, yalakalarınız, dalkavuklarınız, jurnalcileriniz, gaz bombalarınız, özel yetkili mahkemeleriniz, 'akilleriniz'...

Allah'ı kandırmak, güya günahlarınızın kefaletini ödeyip sıyırmak amacıyla, halkın parasıyla inşa ettirmeye giriştiğiniz cami-mabed'leriniz..

Hiç birisi kurtaramayacak demektir...

Devamı...

Perdenin arkasında hava kötü

Sürece Diyarbakır'dan bakınca...


Örgütün gizli ajandasını anlamamız
için son iki gün içinde yerinde teyit ettiğim üç noktayı kayda geçeyim:

1- Örgüte katılım artıyor.Yeni yapıda rol almak için dağa çıkanlar artıyor. Burada örgütün şöyle bir taktiği var. Çekilme adı altında gidenlerin ciddi bir kısmı bu yeni katılımlar. Bir yandan da tecrübeliler içeride bekletiliyor. Hem bölgedeki koordinasyonu yapıyorlar hem de olası bir yol kazası sonrası çatışmaya hazır bekliyorlar. Plana göre ekime kadar tecrübeliler çıkmayacak. Sonra da kar kış bahanesiyle kalmaya çalışacaklar.

2- PKK ağır silahlarını ve bombaları belli bölgelerde depoladı.
Etraflarını da bubi tuzakları ve mayınlarla çevirdi. Dolayısıyla ihtiyaç halinde lojistik sorunu yaşamayacak. Asker bir şekilde buralara girmek isterse de ağır zayiat verecek.

3- Örgüt bu süreci legalleşme dönemi olarak gördüğü için önceki gün yeni bir kampanyanın startını verdi. Bundan sonra herkes evine ve işyerine Öcalan posterleri asacak.

4- Örgüt uyuşturucu ekimine hız vermiş. Diyarbakır kırsalı esrar tarlalarıyla dolu. Diyarbakır neredeyse suç ihraç ediyor. 'Nasıl olsa çözüm sürecindeyiz operasyon olmaz' diye köylüleri de baskı altına almışlar.

Başka örnekler de vermek mümkün. Yani örgüt bir yandan çözüm/barış diyor ama öbür taraftan başka bir ajandanın yol haritasını uyguluyor.